7 Nisan 2015 Salı

Yüksek Sesli Sessizlik


Bir sessizlik içindeydik konuşmuyorduk; vapurları, bir sağa bir sola simit peşinde olan martıları seyre dalıyorduk bulunduğumuz yerde. Bu yere nasıl gelmiştik bilmiyorduk. Belki de burada durmak istememiştik de yorulduğumuzdan öylece duruvermiştik. Seyre dalıyorduk haşinle köpüren dalgaları. Suların sıçrayıpta üzerimize gelişini ses etmiyorduk. Mevsimlerden zemheriydi. Soğuktu. Beyazdı. Martılar harici her şey sessizdi. Sanki her şey anlaşmışta hadi susalım demişlerdi. Sen de susuyordun. Ben de öyle. Biz de mi anlaşmıştık yoksa? Alışılmışın dışında sessizdi her şey gün ortasında öylece. Yüksek sesli sessizlik kulakları sağır edercesine sessizdi..
Gün haber veriyordu "birazdan batacağım karanlığa bürüneceksiniz haberiniz ola" diye. Yine sessizleşiyordu her yer. Martılar da yorulmuştu artık uçmaktan. Bağırışmaktan birbirlerinin simitlerine göz dikmekten. Onlarda sessizlik sıfatlarını takınıvermişti. Biraz yürümeyi tercih ettik nedense ikimizde aynı dakika da. Ama çok zorlanıyorduk ilerlemekte. Adım adım sessizlikti her yer. Bir sağ omzumuza çarpıyordu bir sola. Acıtıyordu canımızı. İki adım atabildik en fazla sonra yine durduk. Hava kararıyordu. Sen de öyle.. Sessizlik seni de ele geçirip kendinden biri yapmıştı sonunda. Karşı koyamadın tabii elinden gelen daha çok susmaktı. Sende sustun. Bense dört bir yanımı çeviren sessizliğe bakakalabildim sadece..

2 yorum: