7 Ağustos 2018 Salı

İsa'nın Dirilişi- Sidney Lanier / Çeviri


Bazı sabahlar nehrin kıyısında bekleyen gün ışığını
Erken uğramış bir sonbahar uzun çimenleri dalgalandırır durduğu yerde,
Bozkırın havzasında titrer hafif bir rüzgâr
Ve sanki bir mezar boyunca esmiş gibi, uğuldar.

Ve sonra ben duraksayıp bu uğultuyu dinlerim.
Bilindik bir akıntıya yabancı gözlerle bakarım.
Ölüm tarafından fısıldanan vahşi doğum çığlıklarını duyunca
Rüyaya daldığını sanan insanları, ben biliyorum.

Ardından su zambakları yükselir yavaşça
Bildiğim hayatın bucaksız yüzü,
Değişti, mucizeler ve hayretle,
Bir zamanlar, kar ile perdahlanmış ateş içinde yanan gözlerle doldu artık.

Makul şimdi, kaşları eski Acı ile hemen kırışmış,
Durgun ağzı huzur ve dermanı için bekliyordu.
Tövbe serpiştirilmiş küllerin saflığı,
Uysal bir çiçek başı gibi sarkıyordu, bükük.

Acımasız savaşın eski yaraları yok oldu;
Ve Duyu’nun boğuştuğu tüm o mavi çürükler gitti
Kırmızı lekelerin tüm üzücü kırıntıları savruldu,
Ve sönük kızarıklık bir yüreğin çalınmasına adandı.

Başkalaşmış durumların engin evhamı hâlâ
Gizli günahlar veya kıyamet tarafından görülmemiş,
Geriye kalan, artık su canlılarının arasında bekle,
Dayan, şurada parıldayan nilüfer çiçeklerinin yamacında.

On sekiz yüzyıl boyunca nehrin kıyısında,
Ve dalgalanan bir imparatorluğun fırtınalı zamanında
--Bırak rüzgârlar bozkırdan uzanıp uğuldasın tenime,
Mecbur muyum tüm bunlara, ben, Mesih, mezarıma ulaşmak için.


                                               Sidney Lanier
                                            (Çeviren: Aleyna Özden)

21 Mayıs 2018 Pazartesi

RÜYA HAFTASI - Carol Ann Duffy / Çeviri


Bu gece değil, rüyanın içindeyim
Bala bulanmış karanlığın kalbinde
Tavan arasında, kayığın içindeki bir yatakta.
Büyük yaşlı ağaçların ve rüzgârın olduğu
Parkın kenarındaki ev;
Gıcırdıyor Nuh’un gemisi gibi.

Yarın değil, düşlüyorum
Alacakaranlık şafağa dönene kadar,
En, anlamsız, mehtap, biçilmiş, bunalım
Okunmamış bir kitap açık ellerimde,
Asla uçamamış bir kuş misali… dalgın
Telefonda kuş cıvıltıları.

Ertesi akşam değil, rüyanın kalbindeyim
Ayın yakamozunda,
Yatağın bir sayfası uykunun ilk harfi
Loş bir oda, yağmur çatıda,
Hepsi sana kafiyeli
Bir şiirin ruhuna yazılmış kelimeler gibi.

Ondan sonraki gece de değil, rüyadayım
Yıldızlar yüzünde mavi olana dek
Yıllanmış ışıklarını yansıtıyor
Uzayın mürekkebi ile,
Avlular dolusu, siyah ipek gece
Uykulu yüzümü örtüyor.

Ertesi akşam da değil, rüyanın içindeyim
Sahtekar gece yarısının kolunda
Başka biri tarafından esir bir sevdalı
Felaketten yoksun, bir çocuk gibi
Annesi tarafından sakinleştirilmiş, nazik ve içten,
Bir efsundan on iki altın uzak.

O gece de değil, düşlüyorum
Kızgın kumlar iç çekiyor
Akıntılar gelip gidene dek.
Balinanın yalnız şarkısı
Dalgalara çentik atıyor
Islak geceler boyunca.

Son gece de değil, rüyanın kalbindeyim
Tekleyen saatin
Örtünün, kapalı gözlerin altında
Tüm renkler siyaha soluyor şimdi
Son gecenin gün ışığı aceleyle batıyor
Göz kamaştırıcı karanlıkla kavuşmak için.

Carol Ann Duffy
(Çeviren: Aleyna Özden)