13 Nisan 2015 Pazartesi

Düşünce heykeli


İfade edemiyordu kendini hiçbir insanoğluna. Tane tane anlatıyordu bir eli omzunda diğer elinin de parmakları hepsi bir noktada birleşmiş, her cümlesi bak kardeşimle başlıyordu. Bunları anlattığı insan uzaylıydı sanki. Bön gözlerle bakıyordu kendini ifade etmeye çalışan adama. Eeh! Yetti be deyip o insanı bırakıyordu. Ki o adam sanki yıllardır hapisteymiş de yeni çıkmış gibi bir o yana bir bu yana ceylan gibi sekerek uzaklaştı. Şaştı kaldı adam. Böylesine mi bunaltıyorum milleti diye beynindeki kurtlar hareketlendi rahat vermediler ona, kendini sorgulatıp durdular. Sıkıldı adam. Yürüdü..yürüdü.. Bir heykel gördü göz ucuyla. Kendisi gibi o da düşünceliydi. Aynaya bakıyor sandı bir vakit. Daha net görmek için uzun soluklu adımlar attı. Hızlı, kavuşmak istercesine. Heykeli gördüğü yere geldiğinde yanıldığını gördü.İçi burkuldu bir hayli. Sonra buz gibi mermere oturdu,hissiz. Dirseğini dayadı dizine. Elinin tersini de çenesiyle dudağına yerleştirdi. Diğer elini de dizinden aşağı salıverdi.Başladı hunharca düşünmeye,beyninde fırtınalar yaratmaya. Ayakları taşlaştı önce sonrasında vücudu sonrasında da geri kalan yerleri. O da kafasındaki fırtınada bir oraya bir buraya savrulup çarpa çarpa acıyla can verdi. Bedenide kalmadı aslında geriye. Sadece heykeli. Düşüncesiz,ruhsuz ama bir o kadar yorgun..

2 yorum:

  1. böyle mi oldu düşünen adam ne ilginç bir hikayesi varmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bendeki hikayesi :) bir de onun yanına oturup ondan dinlemeni tavsiye ederim

      Sil