8 Nisan 2015 Çarşamba

Bilinmeyen, bilinemeyen..

    Bilmezdi batan Güneşi, sonrasında onun yerine geçen  Ay'ı. Bilmezdi mevsimin ayazını, açan laleleri. Dilsizdi,kapalıydı hep gözleri.. Bilmezdi gitmeleri.. Güneş hiç batmayacak sanardı. Öyle söylemişlerdi ona. Hiç canının yanmayacağını, aşık olmayacağını sanırdı. Sonra aşık oldu,birisinin sesine.. Canıda yandı epeyce. Sonsuz olacak sandı. Yine yanıldı. Dünyası karanlıktı onun. Güneş hep içini ısıtıyordu o dünyayı hep aydınlık diye farzediyordu. Sonra biri ona farzettiklerinin aslında öyle olmadığını söyledi. Afalladı inanmadı başta. Belli edemedi hiç kederini. Ne mimik yapacağını bilmiyordu çünkü görmemişti daha önce. Aslında mimik ne demek onu da bilmiyordu. İki gözü bir ağzı olduğunu biliyordu sadece. İnanmak istemiyordu lakin inanmamak gibi bir lüksü de yoktu. Sonra ne mi oldu? Bir ömür yanılgılarıyla yaşadı işte. Nasıl yaşadığı ne hissettiği meçhuldü..

1 yorum: