Bu gece değil,
rüyanın içindeyim
Bala bulanmış
karanlığın kalbinde
Tavan arasında,
kayığın içindeki bir yatakta.
Büyük yaşlı ağaçların
ve rüzgârın olduğu
Parkın kenarındaki ev;
Gıcırdıyor Nuh’un
gemisi gibi.
Yarın değil,
düşlüyorum
Alacakaranlık şafağa dönene
kadar,
En, anlamsız, mehtap,
biçilmiş, bunalım
Okunmamış bir kitap
açık ellerimde,
Asla uçamamış bir kuş
misali… dalgın
Telefonda kuş
cıvıltıları.
Ertesi akşam değil,
rüyanın kalbindeyim
Ayın yakamozunda,
Yatağın bir sayfası
uykunun ilk harfi
Loş bir oda, yağmur
çatıda,
Hepsi sana kafiyeli
Bir şiirin ruhuna yazılmış
kelimeler gibi.
Ondan sonraki gece de
değil, rüyadayım
Yıldızlar yüzünde
mavi olana dek
Yıllanmış ışıklarını
yansıtıyor
Uzayın mürekkebi ile,
Avlular dolusu, siyah
ipek gece
Uykulu yüzümü
örtüyor.
Ertesi akşam da
değil, rüyanın içindeyim
Sahtekar gece
yarısının kolunda
Başka biri tarafından
esir bir sevdalı
Felaketten yoksun,
bir çocuk gibi
Annesi tarafından
sakinleştirilmiş, nazik ve içten,
Bir efsundan on iki
altın uzak.
O gece de değil,
düşlüyorum
Kızgın kumlar iç
çekiyor
Akıntılar gelip
gidene dek.
Balinanın yalnız
şarkısı
Dalgalara çentik
atıyor
Islak geceler boyunca.
Son gece de değil, rüyanın
kalbindeyim
Tekleyen saatin
Örtünün, kapalı gözlerin altında
Tüm renkler siyaha soluyor şimdi
Son gecenin gün ışığı aceleyle
batıyor
Göz kamaştırıcı karanlıkla
kavuşmak için.
Carol Ann Duffy
(Çeviren: Aleyna Özden)
Merhaba ziyarete geldim, sizi de beklerim.:)
YanıtlaSil